NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنَا
مُعَاذُ بْنُ
هِشَامٍ
حَدَّثَنِي
أَبِي عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ سَالِمِ
بْنِ أَبِي
الْجَعْدِ
عَنْ
مَعْدَانَ
بْنِ أَبِي
طَلْحَةَ الْيَعْمَرِيِّ
عَنْ أَبِي
نَجِيحٍ
السُّلَمِيِّ
قَالَ
حَاصَرْنَا
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ بِقَصْرِ
الطَّائِفِ
قَالَ
مُعَاذٌ
سَمِعْتُ
أَبِي يَقُولُ
بِقَصْرِ
الطَّائِفِ
بِحِصْنِ
الطَّائِفِ
كُلَّ ذَلِكَ
فَسَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ مَنْ
بَلَغَ
بِسَهْمٍ فِي
سَبِيلِ اللَّهِ
عَزَّ
وَجَلَّ
فَلَهُ
دَرَجَةٌ
وَسَاقَ
الْحَدِيثَ
وَسَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
أَيُّمَا رَجُلٍ
مُسْلِمٍ
أَعْتَقَ
رَجُلًا
مُسْلِمًا فَإِنَّ
اللَّهَ
عَزَّ
وَجَلَّ
جَاعِلٌ وِقَاءَ
كُلِّ عَظْمٍ
مِنْ
عِظَامِهِ
عَظْمًا مِنْ
عِظَامِ
مُحَرَّرِهِ
مِنْ
النَّارِ وَأَيُّمَا
امْرَأَةٍ
أَعْتَقَتْ
امْرَأَةً
مُسْلِمَةً
فَإِنَّ
اللَّهَ
جَاعِلٌ
وِقَاءَ
كُلِّ عَظْمٍ
مِنْ
عِظَامِهَا
عَظْمًا مِنْ
عِظَامِ مُحَرَّرِهَا
مِنْ
النَّارِ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
Ebû Necîh es-Sülemi'den
rivayet olunmuştur; dedi ki:
Resulullah (s.a.v) ile
birlikte Taif köşkünü kuşatmıştık. Muaz (b. Hişam ise bu cümleyi) "Babam
(Hişam)'ı (şöyle) derken işitmiştim: (Resulullah (s.a.v) ile birlikte Taif
kalesindeki Taif köşkünü (kuşatmıştık)" şeklinde rivayet etti. (Daha
sonra) her ikisi de (hadisin geri kalan kısmını da);
"Kim Aziz ve Celil
olan Allah yolunda düşman (ın cesedine)e bir ok isabet ettirirse onun için
(Allah katında büyük) bir derece vardır" (şeklinde rivayet ettiler, Ravi
Ebû Necîh), hadisi(n geri kalan kısmını da şöyle) nakletti:
Resulullah (s.a.v) şöyle
buyururken işittim:
"Herhangi bir
müslüman erkek, bir müslüman köleyi azad ederse, muhakkak ki Aziz ve Celil olan
Allah (o kölenin) kemiklerinin her birini, onu azad eden kişinin bir kemiğini
ateşten koruyan bir kalkan haline koyar.
Herhangi bir müslüman
kadın da müslüman bir kadını azad ederse, kuşkusuz (yüce) AIIah, kıyamet
gününde (azad edilen kadının) kemiklerinden herbirini onu azad eden kadının bir
kemiğini ateşten koruyan bir kalkan haline koyar."
İzah:
Tirmizi, cihad; Nesâî.
cihad, nüzûr; İbn Milce, cihad; Ahmed b. Hanbel, I, 113, 344, 388 II, 420, 422,
429. 431, 447, 525.
Bu hadis-i şerif, azad
edilen bir kölenin her organının, onu azad eden kimsenin bir organım cehennem
ateşinden koruyacağına delalet ettiği gibi; erkeğin erkek köle, kadının da
cariye azad etmesinin, erkeğin cariye, kadının ise, erkek köle azat etmesinden
daha faziletli olduğuna da delalet etmektedir.
Azad edilen kölenin bir
organına karşılık azad eden kimsenin bir organının cehennemden kurtulacağı
ifade edildiğinden ulema, azad edilecek köleyi organları tam olan köleler
arasından seçmenin müstehap olduğunu söylemişlerdir.
Hadiste geçen,
"onun için (büyük) bir derece vardır." sözü Nesai'nin Sünen'inde
şöyle açıklanmaktadır:
"îbnü'n Nahhâm: Bu
derecenin yüksekliği ne kadardır? diye sordu. Resulullah (s.a.v) da; Öyle
evinizin eşiği gibi değil, iki derece arasındaki mesafe yüz yıllıktır,
buyurdu."[Nesâî cihâd]